The Pursuit of Happyness - Umudunu Kaybetme DivX

Bir babanın mücadelesi...

İki yakasını bir araya getirmekte zorlanan, zeki, yetenekli ancak marjinal bir işe sahip olan Chris Gardner, ailesini ayakta tutmak için cesurca çabalamasına rağmen bunu başaramaz. Beş yaşındaki oğlu Christopher’ın annesi Linda, maddi zorlukların yarattığı sürekli baskı altında direncini kaybeder ve istemeyerek de olsa evi terk eder.

Bekar baba Chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. Prestijli bir borsa şirketinde stajyerlik bulur ve ücret almayacak olsa da programın sonunda iş ve parlak bir gelecek elde edeceğini umarak bunu kabul eder. Parasal güvencesi olmayan Chris ve oğlu, kısa süre sonra San Francisco’daki dairelerinden çıkartılır; daha iyi bir yaşam kurma hayali peşinde koşarken düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet gibi, geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalmaya başlarlar.

Çektiği sıkıntılara rağmen Chris, babalık görevini sevgi ve özenle yerine getirmeye devam eder; oğlunun kendisine duyduğu sevgi ve güveni de karşısına çıkan engelleri aşmak için kullanır...

“The Last Kiss” filmi ile 2002 yılında Sundance Film Festivali’nde İzleyici Ödülü’nü kazanan Gabriele Muccino’nun yönettiği ilk İngilizce film olan “Umudunu Kaybetme”nin başrollerinde Will Smith (Chris Gardner), Thandie Newton (Linda) ve ilk rolünde Jaden Christopher Syre Smith (Christopher) kamera karşısında. Filmin senaryo yazarı Steven Conrad. Müziklerse Andrea Guerra’ya ait.

Yönetmenin, gerçek bir yaşam hikayesinden önce Amerika’da 20/20 isimli bir televizyon programına, ardından da perdeye uyarlanan “Umudunu Kaybetme” hakkındaki sözleri şöyle: “Beni gerçekten çeken şey karakterin hayatta kalmak için umutsuzca çabalaması ve onun için en önemli şeyin çocuğunu korumak olması. Chris akla hayale sığmayacak şeylere katlanıyor ve en kötü anların bile oğlunun hayatı üzerinde kötü bir etki bırakmamasını garantiliyor. Aslında bu, bir ailenin taşıdığı birçok evrensel değer sayesinde destansı hale gelen, umutsuz ve ne yazık ki gerçek yolculuğu.”