The Number 23 - Numara 23 DivX

Bir sayıya mahkum olmak...

Kendi halinde sıradan bir adam, iyi bir aile babası olan Walter Sparrow’un hayatı, eşinin aldığı “The Number 23” isimli kitabı okumasıyla alt üst olur; çünkü kitap sanki onun hayatını anlatır gibidir; ama asıl problem kitabın bir cinayetle bitmesidir...

23 sayısı konusunda takıntılı Fingerling isimli bir adamın 15 yıllık bir cinayet itirafıyla ilgili kitabı okumaya devam ettikçe, kendi hayatının da 23 sayısı tarafından kontrol altına alınmaya başladığını düşünür. Giderek ruhsal dengesini yitiren Sparrow’un gerçek bir katile dönüşme olasılığı var mıdır?

23 sayısı tarihte gizemli bir anlama sahiptir. Pek çok kişi ise bu sayının karanlık bir sayı olduğunu, şeytanlıkla lanetlendiğini düşünür. Joel Schumacher’in yönettiği gerilim türündeki “23 Numara”, işte bu düşünceye gönderme yapan bir film. Başrolünde ünlü aktör Jim Carrey’nin kamera karşısına geçtiği filmde Carrey’e eşlik eden oyuncular, Virginia Madsen, Logan Lerman, Danny Huston, Michelle Arthur ve Patricia Belcher olmuş. Senaryosunu Fernley Phillips’in yazdığı filmin müziklerini Harry Gregson-Williams bestelemiş.

“23 MUAMMASI”NA 23 ÖRNEK

"23 Muamması" tüm olayların doğrudan 23 sayısıyla, 23’ün permütasyonlarıyla, ya da 23’le ilgili olan bir sayıyla bağlantılı olduğu inancıdır. Aşağıdaki olaylar bu muammanın varlığının birer örneğidir…

1. Her ebeveyn çocuğun DNA’sına 23 kromozom verir.

2. Kanın tüm vücuttaki dolaşımını tamamlaması 23 saniye sürer.

3. İnsanlarda cinsiyeti belirleyen 23. kromozomdur.

4. Latin alfabesinde 23 harf vardır.

5. Julius Caesar suikast sırasında 23 kez bıçaklanmıştır.

6. Dünya’nın ekseni 23.5 derece eğridir.

7. Tapınak Şövalyeleri’nin 23 Büyük Üstadı vardır.

8. William Shakespeare 23 Nisan 1564’te doğmuştur.

9. William Shakespeare 23 Nisan 1616’da ölmüştür.

10. Eski Mısır ve Sümer takvimleri 23 Temmuz’da başlar.

11. Titanic 15 Nisan 1912’de batmıştır (4 + 1 + 5 + 1 + 9 + 1 + 2 = 23).

12. Mayalar dünyanın sonunun 23 Aralık 2012’de (20 + 1 + 2 = 23) geleceğine inanmıştırlar.

13. Jim Carrey’nin yapım şirketinin adı JC23 Entertainment’tır.

14. John Dillinger 26 banka soymuştur ama bunların sadece 23’ünü para için soymuştur.

15. Mars’ın merkezi ile en yakın ayı arasındaki mesafe 23,500 km.dir.

16. TWA Flight 800 kazasında 230 kişi ölmüştür.

17. Kurt Cobain 1967 doğumludur: 1+9+6+7 = 23.

18. Kurt Cobain 1994’te ölmüştür: 1+9+9+4 = 23.

19. 23 Numara 23 Ocak 2006’da çekilmeye başlanmıştır.

20. Joel Schumacher ile Jim Carrey’nin isimlerindeki harf sayısı 23’tür.

21. Virginia Madsen ile Jim Carrey’nin isimlerindeki harf sayısı 23’tür.

22. Charles Manson 12 Kasım doğumludur: 11 + 12 = 23.

23. 23 Numara 23 Şubat 2007’de gösterime girecektir.


Number 23 Fragmanı:

Ekran Görüntüleri:


Alpha Dog

ALPHA DOG

Süre: 122 dakika
Yönetmen: Nick Cassavetes
Oyuncular: Ben Foster, Shawn Hatosy, Emile Hirsch, Christopher Marquette, Sharon Stone, Justin Timberlake, Anton Yelchin, Bruce Willis, Olivia Wilde, Heather Wahlquist
Yapımcılar: Sidney Kimmel, Chuck Pacheco
Senaryo: Nick Cassavetes
Görüntü Yönetmeni: Robert Fraisse, Prodüksiyon Tasarımı: Dominic Watkins
Kostüm Tasarımı: Sarah Jane Slotnick, Kurgu: Alan Heim, Sanat Yönetimi: Alan Petherick
Set Dekorasyonu: Amy Heinz, Fainche MacCarthy, Müzik: Aaron Zigman
Universal Pictures – Sidney Kimmel Entertainment;

“Gerçekleştirmek için birşeyler yaptığın bir hayalin oldu mu hiç?... Sebebini bilemediğin ama asla geri dönemediğin bir hayalin…” - Johnny Truelove

“The Notebook” ve “John Q” adlı çalışmalarından tanıdığımız çok yönlü film yönetmeni Nick Cassavetes, gerçek olaylardan esinlenen ve Güney Kaliforniyalı bir grup genci aniden ölüm noktasına getiren üç kader gününü anlattığı “Alpha Dog”da genç ve tecrübeli oyuncuları bir arada kullandı.

Ufak çaplı uyuşturucu ticareti yapan ukala ve dikbaşlı genç Johnny Truelove (Emile Hirsch), Los Angeles’ın San Gabriel Vadisinde genellikle seçkinlerin oturduğu zengin semtlerde genç bir suçlunun yaşayabileceği en güzel Amerikan rüyasını yaşamaktadır.

Kentsel varoluşun getirdiği kısıtlamalarla kuşatılmış olan ve boşa geçirecek bolca zamanı olan Johnny ve çetesi, alkolün sarhoş edici etkisinin verdiği rahatlıkla bir partiden diğerine koşturarak yeni heyecanlar ararlar. Taklit etmeye çalıştıkları iyi yaşam modelini rap müzikten, video oyunlarından ve filmlerden ödünç alırlar. Günün büyük kısmını idolleştirdikleri gangster ve çete reislerinin davranışlarını kopya etmekle geçirirler. Johnny’nin bol parası, heyecan verici bir işi, kollarında her gün başka bir güzel kız ve arkadaşlarının başını döndürecek kadar çok uyuşturucu stoğu vardır.

Kendi yarattıkları evrenin merkezinde bol parayla yaşayan Johnny ve arkadaşları, yaptıkları hiçbir işin sonucunu düşünmez ve hesap etmezler. Onlara göre her an herşey olabilir. Sıcak ve yakıcı Kaliforniya güneşi altındaki o üç gün boyunca hiç hesaplamadıkları gelişmeler ardı ardına yaşanacaktır.

“Alpha Dog”da Güney Kaliforniyalı bir grup gencin yaşamındaki herşeyin aniden kontrolden çıktığı 72 saatin izini süren Nick Cassavetes, günümüzün çağdaş gençlik kültürüne sarsıcı ve tamamen gerçekçi bir bakış açısı getirdi.

Universal Pictures’ın sunduğu bir Sidney Kimmel Entertainment yapımı olan “Alpha Dog”un yönetmenliğini Nick Cassavetes üstlendi. Senaryosunu da Cassavetes’in yazdığı filmin yapımcılığını Sidney Kimmel ve Chuck Pacheco gerçekleştirdi. Oyuncu kadrosunda Ben Foster (X-Men: The Last Stand, Phone Booth), Shawn Hatosy (Little Athens, The Cooler), Emile Hirsch (Lords of Dogtown, The Dangerous Lives of Altar Boys), Christopher Marquette (Best Friends, American Gun), Sharon Stone (Bobby, Casino), Justin Timberlake (Edison, Shrek the Third), Anton Yelchin (Charlie Bartlett) ve Bruce Willis (16 Blocks, Sin City) kamera karşısına geçtiler.

Filmin kamera arkasında ise, görüntü yönetmenliğini Robert Fraisse (Hotel Rwanda, The Notebook); prodüksiyon tasarımlarını Dominic Watkins (United 93, The Bourne Supremacy), kurgu editörlüğünü Alan Heim (The Notebook, American History X) gibi deneyimli isimler üstlendi.

FİLMİN KONUSU

Öfkesi her zaman burnunda uyuşturucu tüccarı Jake Mazursky (Ben Foster), Johnny Truelove’a olan borcunu ödemekte başarısız kalınca San Fernando Vadisinde sinirler gerilir ve bölgede egemenlik mücadelesi hızla tırmanır. Paralarını alamayan Johnny ve çetesi, fevri bir karar alarak Jake’in 15 yaşındaki küçük kardeşi Zack’i (Anton Yelchin) kaçırırlar.

Çocuğu kaçırdıktan sonra Palm Springs’te yollarına devam eden gençler, onu rehine olarak saklama kararı almışlardır. Ancak zaman içinde onu da kendi günlük programlarına dahil etmeye başlarlar. Artık küçük çocuğu da kendi eğlence partilerine götürmektedirler. Ortalıkta hiçbir anne-baba/yetişkin olmadığı için bu küçük çocuğun da yanlarında olmasına alışmış gibidirler ve bu durumu olağan karşılamaktadırlar. Johnny’nin karizmatik arkadaşı Frankie’nin (Justin Timberlake) geçici bakımı altındaki Zack, her zaman hayalini kurduğu içki, kızlar ve yepyeni deneyimlerle dolu yaz fantezisinin gerçeğe dönüşmesinin keyfini sürmeye başlamıştır.

Johnny’nin çetesindeki herkes artık Zack’in aslında bir rehine, bir “çalınmış çocuk” olduğunu gözden kaçırmış yada unutmuş gibidir. Geriye de gönderemezler. Saatler geçerken Zack probleminin varlığına ilişkin çözüm önerileri giderek önemini kaybeder. Bu problemle ilgili olarak berbat kararları daha da berbat kararlar izlemeye başlamıştır.

Öte yandan Johnny’nin babası (Bruce Willis), oğlunun neler yaptığını öğrenme girişimlerine başlamış ve rehine olayından emin olmuştur. Zack’in üzüntüden çılgına dönmüş annesinin (Sharon Stone) polise başvurmasıyla birlikte durum daha da karmaşık hale gelir. Çocuğu kaçıran Johnny bu zor durumdan sıyrılmaya çalışmaktadır ama bunu nasıl başaracağına dair herhangi bir fikri yoktur.

O güne kadar özendiği çete reislerini taklit etmekle herkesi kandıran Johnny, hiç beklemediği bir anda kendisini çok gerçek ve çok korkunç sonuçlar doğuracak tehlikeli bir maceranın tam göbeğinde bulmuştur. Tehlikenin ne kadar büyük olduğunu anlar ama artık iş işten geçmiştir.

Alpha Dog Fragmanı:




Ekran Görüntüleri:


Bridge to Terabithia - Terabithia Köprüsü

TERABİTHİA KÖPRÜSÜ

Yönetmen: Gabor Csupo
Oyuncular: Josh Hutcherson, AnnaSophia Robb, Zooey Deschanel, Robert Patrick, Bailee Madison, Devon Wood, Emma Fenton, Lauren Clinton, Cameron Wakefield, Carly Owen, Elliot Lawless
Yapımcılar: Lauren Levine, Hal Lieberman, David Paterson
Senaryo: David Paterson, Jeff Stockwell (Katherine Paterson’un aynı adlı kitabından)
Görüntü Yönetmeni: Michael Chapman

“Şimdi gözlerini kapat ve beyninin kıvrımlarını sonuna kadar aç.” —Leslie

Ormanın derinliklerinde, karayolunun çok uzağında, derenin karşı tarafında gizli bir dünya vardır. Bu dünyada sadece iki kişinin bildiği o dünya, birbirinden fantastik yaratıkları, gözkamaştırıcı sarayları ve büyüleyici ormanlarıyla ışıltılı bir dünyadır. Bu ülkenin adı Terabithia’dır. Terabithia , iki küçük arkadaşın kendi krallıklarını nasıl yöneteceğini, karanlığın güçleriyle nasıl savaşacaklarını, hayal güçlerini sınırsız kullanarak yaşamlarını sonsuza kadar nasıl değiştireceklerini öğrendikleri dünyadır.

“The Chronicles of Narnia”nın yapımcıları Walt Disney Pictures ve Walden Media, arkadaşlığın, ailenin ve fantezilerin en harika yönlerini keşfe çıkan macera ve duygu yüklü yepyeni filmi “Terabithia Köprüsü-Bridge to Terabithia”yı sunar.

Tüm zamanların en çok sevilen aynı adlı çocuk romanından uyarlanan filmin başlangıcında önce okulunun en hızlı koşan çocuğu olmayı kafasına koyan 11 yaşındaki Jess Aarons’u (Josh Hutcherson) tanırız. Ancak Jess’in yaşadığı orman kasabasına yeni taşınan Leslie Burke adlı bir kız (AnnaSophia Robb) sadece erkek çocuklara açık olan yarışa sürpriz şekilde katılır ve Jess dahil tüm öğrencileri geride bırakarak birinci olur. Jess başlangıçta bu sarışın kıza büyük kızgınlık duyar. Ancak ikisi arasında hızlı bir arkadaşlık gelişecektir.

Jess ile Leslie ilk bakışta birbirlerinden çok farklıdırlar. Leslie zengindir, Jess yoksuldur. Leslie bu kasabaya kentten gelmiştir, Jess doğma büyüme kasabalıdır. Ancak Leslie’nin olağanüstü hayal gücünün kapılarını Jess’e açmasıyla birlikte artık paylaşabilecekleri harika bir ortak noktaları vardır: Gizli ülkeleri Terabithia…

Burası, sadece ormanın derinliklerindeki bir derenin üzerinden halatla aşılarak giriş yapılabilen bir ülkedir. Devler, canavarlar ve çeşit çeşit yaratıklarla dopdoludur. Leslie ile Jess bu ülkenin Kral ve Kraliçesi olarak, kendi yarattıkları yaratıklar arasında hüküm sürerler. İkisi arasında öylesine büyük bir dostluk bağı vardır ki, Terabithia’nın şeytani güçleri bile bu dostluğu bozamaz.

Kısacası Jess’in gerçek dünyadaki konumu ne olursa olsun, Leslie ona Terabithia’da daima büyüleyici öyküler ve hayallerle dopdolu çok özel bir yer vermiştir.


Bridge to Terabithia Fragmanı:





Ekran Görüntüleri:


DivX Altyazıları: Bridge to Terabithia

Meet the Robinsons - Robinson Ailesi


ROBİNSON AİLESİ
Yönetmen: Stephen J. Anderson
Yapımcılar: Clark Spencer, Dorothy McKim
Oyuncular: Angela Bassett, Spencer Fox, Jordan Fry, Tom Kenny, Harland Williams

Lewis; birbirinden başarılı, çok şaşırtıcı ve zekice hazırlanmış buluşları olan 12 yaşında bir çocuktur. En son ve en büyük buluşu ise; onu doğuran annesini bulmasını sağlayarak bir aile olmalarına yarayacak olan Hafıza Tarayıcısı’dır. Ancak annesini bulamadan önce buluşu zalim Yuvarlak Şapkalı Çocuk ve gaddar şapkası Doris tarafından çalınır.

Lewis’in geleceği ile ilgili tüm umudunu kaybettiği anda Wilbur Robinson adında gizemli bir çocuk ortaya çıkar ve şaşkın kahramanımızı zaman makinasıyla geleceğe götürerek Wilbur’un ilginç ailesiyle bir gün geçirtir. Uçan arabalar ve havada asılı kalmış şehirlerden oluşan bir dünyada, Yuvarlak Şapkalı Çocuğu bulurlar, geleceği kurtarırlar ve Robinson ailesinin inanılmaz sırrını ortaya çıkarırlar.

William Joyce’nin “A Day with Wilbur Robinson – Wilbur Robinson ile bir Gün” adlı kitabından uyarlandı.

Lewis yüksek zekasıyla sürekli yeni icatlarda yeni buluşlarda bulunan ve çoğu zaman icatları istenmeyen sonuçlara yol açan bir yetimdir.Kendi ailesine ulaşmak hayattaki en büyük tutkusudur.Öz annesini bulabilmek için hafıza tarayıcısını icat eder.

Wilbur Robinson zaman yolculuğuyla gelecekten gelen gizemli çocuktur.Lewis’in geleceğin anahtarını elinde tuttuğunu bilen Wilbur zaman makinesiyle onu her şeyin mümkün olduğu vahşi dinozorların ve zihinleri kontrol altına alınmış kurbağaların bulunduğu bir dünyaya geleceğe götürecektir.

Oraya gittiğinde Lewis en çılgın hayallerinin bile ötesinde inanılmaz karakterler ve bir aileyle karşılaşır.Yeni tanıştığı Robinson Ailesi onun yürek burkan sonuçlara yol açacak büyüleyici ve eğlenceli bir maceraya çıkmasına yardımcı olacaktır.

Walt Disney Pictures’ın sunduğu çocuklara , gençlere ve yetişkinlere harika bir macera vaad eden animasyon filmi “Robinson Ailesi-Meet the Robinsons”un yönetmenliğini Steve Anderson üstlendi. William Joyce’in “A Day with Wilbur Robinson” adlı kitabından uyarlanan filmin yapımcılığını Doroty McKim gerçekleştirdi. İngilizce Seslendirme kadrosunda Angela Bassett, Tom Selleck, Harland Williams, Laurie Metcalf, Adam West, Ethan Sandler ve Tom Kenny görev aldı. Müziklerini ise Danny Elfman, Rob Thomas ve Rufus Wainwright hazırladı.


Meet The Robinsons Fragmanı:


Ekran Görüntüleri:




DivX Altyazı: Meet the Robinsons

Ghost Rider - Hayalet Sürücü DivX

Cehennem ateşinde ilerlemek

Johnny Blaze, tehlikeli motorsiklet sahnelerinde oynayan bir dublördür. Beklenmedik olaylar sonucu babası ve kız arkadaşının hayatı karşılığında ruhunu şeytana satar. Ancak bu değiş tokuş onu, geceleri ortaya çıkıp intikam alan şeytani ve lânetli bir ruha dönüştürür. Artık o motorunu cehennemin ateşiyle alev alev sürmektedir...

Mark Steven Johnson’ın yönettiği fantastik aksiyon filmi “Hayalet Sürücü”nün başrolünde Nicolas Cage (Johnny Blaze / Hayalet Sürücü) kamera karşısına geçmiş. Senaryosunu da Johnson’ın yazdığı filmde Cage’e Eva Mendes, Raquel Alessi, Angry Anderson, Arthur Angel, Wes Bentley, Laurence Breuls ve Sam Elliott eşlik ediyor. Filmin müziklerini Christopher Young hazırlamış.

The Ugly Duckling and Me! - Çirkin Ördek Yavrusu ile Farecik DivX

Kendini ördek babası zanneden farecik

“Çirkin Ördek Yavrusu” masalını herkes bilir. Çirkin ördek yavrusu büyünce güzel bir kuğu olur. Ama masalda herkesin bilmediği bir şey vardır: Çirkin ördek yavrusu büyüyene kadar Ratso adında bir fare tarafından evlat edinilmiştir.

Ratso, şov dünyasında ün yapmaya çalışan ve kendini şov menajeri sanan bir faredir. Henüz hayattan istediğini alamamış ve bir an önce hayat hakkındaki gerçek cevabı bulmak istemektedir. Sokakları çok iyi bilir, tam bir şehir efendisidir. Hınzır şehir fareleri çetesinden kaçıp çiftlik hayvanları ile dolu bir kümeste saklanmak zorunda kalınca, kendisini “Çirkin” isimli ördek yavrusuna babalık yaparken bulur.

Zavallı Ratso’nun tek suçu, Çirkin Ördek yumurtadan çıkarken onun yanında olması ve bir anda kendini ona bakmak için sorumlu hissetmesidir. Çirkin’e giderek daha çok bağlanan Ratso, ona hayata dair ciddi konularda tavsiyeler vermeye başlar. İşin kötüsü, Çirkin ne zaman bu tavsiyelere uymaya kalksa başı belaya girmektedir!

Hans Christian Andersen’ın dünyaca ünlü masalının bu farklı uyarlaması, Çirkin Ördek Yavrusu ve ona babalık yapan Ratso’yu anlatıyor. Michael Hegner ve Karsten Kiilerich’in yönettiği çizgi filmin senaryosunu Mark Hodkinson yazmış, filmin orijinal seslendirmesinde ise Morgan Jones, Kim Larney, Paul Tylack, Anna Olson, Gary Hetzler, Danna Davis ve Barbara Bergin görev almış.

Toplum parodisi iyi bilinen Anderson, tüm dünyada sevilen bir masalcı. Masalları, hoşgörüsüzlük, dar kafalılık ve küçük burjuvaların önyargılarına karşı verdiği onun kişisel savaşın eserleri. Bunları göz önünde bulunduran film ekibi, “Çirkin Ördek Yavrusu”nu günümüz seyircisi için yeniden yorumlayarak farklı bir hikaye olarak uyarlamış.

The Pursuit of Happyness - Umudunu Kaybetme DivX

Bir babanın mücadelesi...

İki yakasını bir araya getirmekte zorlanan, zeki, yetenekli ancak marjinal bir işe sahip olan Chris Gardner, ailesini ayakta tutmak için cesurca çabalamasına rağmen bunu başaramaz. Beş yaşındaki oğlu Christopher’ın annesi Linda, maddi zorlukların yarattığı sürekli baskı altında direncini kaybeder ve istemeyerek de olsa evi terk eder.

Bekar baba Chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. Prestijli bir borsa şirketinde stajyerlik bulur ve ücret almayacak olsa da programın sonunda iş ve parlak bir gelecek elde edeceğini umarak bunu kabul eder. Parasal güvencesi olmayan Chris ve oğlu, kısa süre sonra San Francisco’daki dairelerinden çıkartılır; daha iyi bir yaşam kurma hayali peşinde koşarken düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet gibi, geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalmaya başlarlar.

Çektiği sıkıntılara rağmen Chris, babalık görevini sevgi ve özenle yerine getirmeye devam eder; oğlunun kendisine duyduğu sevgi ve güveni de karşısına çıkan engelleri aşmak için kullanır...

“The Last Kiss” filmi ile 2002 yılında Sundance Film Festivali’nde İzleyici Ödülü’nü kazanan Gabriele Muccino’nun yönettiği ilk İngilizce film olan “Umudunu Kaybetme”nin başrollerinde Will Smith (Chris Gardner), Thandie Newton (Linda) ve ilk rolünde Jaden Christopher Syre Smith (Christopher) kamera karşısında. Filmin senaryo yazarı Steven Conrad. Müziklerse Andrea Guerra’ya ait.

Yönetmenin, gerçek bir yaşam hikayesinden önce Amerika’da 20/20 isimli bir televizyon programına, ardından da perdeye uyarlanan “Umudunu Kaybetme” hakkındaki sözleri şöyle: “Beni gerçekten çeken şey karakterin hayatta kalmak için umutsuzca çabalaması ve onun için en önemli şeyin çocuğunu korumak olması. Chris akla hayale sığmayacak şeylere katlanıyor ve en kötü anların bile oğlunun hayatı üzerinde kötü bir etki bırakmamasını garantiliyor. Aslında bu, bir ailenin taşıdığı birçok evrensel değer sayesinde destansı hale gelen, umutsuz ve ne yazık ki gerçek yolculuğu.”

Letters from Iwo Jima - Iwo Jima'dan Mektuplar DivX

Mektuplarıyla bugüne uzanan kahramanlar...

ABD ve Japon orduları, altmış bir yıl önce Iwo Jima’da karşılaştılar. Yıllar sonra, adanın ıssız topraklarından birkaç yüz mektup çıkarıldı. Bu mektuplar, orada savaşanların ve başlarındaki sıradışı generalin yüzü ve sesi oldular.

Iwo Jima’ya gönderilen Japon askerleri, büyük olasılıkla geri dönemeyeceklerini biliyorlardı. İçlerinde, yeni doğan kızını görmekten başka isteği olmayan fırıncı Saigo, dünyaca tanınan Olimpiyat şampiyonu binici Baron Nishi, idealizmi henüz savaş sınavından geçmemiş eski askeri polis Shimizu ve teslim olmaktansa intiharı yeğleyebilecek kadar katı bir asker olan Teğmen Ito vardı. Savunmaya önderlik eden isimse, Amerika’ya yaptığı yolculuklarda savaşın umutsuz doğasını anlamış, ama aynı zamanda Pasifik’in ötesinden gelen devasa Amerikan filosunu yenmek için gereken stratejiyi kavramış Tuğgeneral Tadamichi Kuribayashi idi.

Saf irade ve adanın volkanik kayası dışında savunma adına pek az şeye sahip olan General Kuribayashi’nin eşi görülmemiş taktikleri, çabuk ve kanlı bir yenilgi olacağı düşünülen çatışmayı, yaklaşık 40 gün süren kahramanca bir mücadeleye dönüştürmüştü. Iwo Jima’da neredeyse 7.000 Amerikan askeri öldürüldü; 20.000’den fazla Japon askeri can verdi. Iwo Jima’nın kara kumlarını kanlarıyla sulayan bu askerlerin fedakarlıkları, mücadele, cesaret ve merhametleri, evlerine yolladıkları mektuplarda yaşıyor...


Filmin başrolünde, “Son Samuray”, “Bir Geyşa’nın Anıları” ve “Batman Başlıyor” filmlerinde rol alan Ken Watanabe kamera karşısında. Watanebe filmde General Tadamichi Kuribayashi’yi canlandırıyor. Yetenekli oyunculardan oluşan kadroda Kazunari Ninomiya (Saigo), Tsuyoshi Ihara (Baron Nishi), Ryo Kase (Shimizu) ve Shidou Nakamura (Teğmen Ito) var. Filmin senaryosu Japon-Amerikalı senaryo yazarı Iris Yamashita, öyküsünü ise Yamashita ile Oscar sahibi Paul Haggis birlikte yazmış. Müziklerse Kyle Eastwood ve Michael Stevens’a ait. “Atalarımızın Bayrakları”nı tamamladıktan kısa süre sonra çekimlere başlayan Eastwood’un iki film çekmekteki amacı, bir avuç insana odaklanıp savaşı onların deneyimlerinin süzgecinden göstererek, çatışmanın iki tarafının eksiksiz bir tablosunu yaratmak olmuş. “Büyürken izlediğim savaş filmlerinin çoğunda iyiler ve kötüler vardı,” diyor. “Hayat böyle değil, savaş böyle değil. Bu filmler kazanmak ya da kaybetmek hakkında değil. Savaşın insanlar üzerindeki etkisi ve vaktinden önce hayatlarını kaybedenler hakkında.”

Dreamgirls - Rüya Kızlar


Üç genç kızın yükselişi...

60’ların başından 70’lerin ortalarına dek süren çalkantılı süreçte geçen “Rüya Kızlar” müzikali, umut vaat eden “The Dreamettes” adlı müzik grubunu kuran Effie, Deena ve Lorrell isimli üç kızın yükseliş hikayesini anlatıyor.

Hırslı menajer Curtis Taylor Jr., bir yetenek yarışmasında keşfettiği kızlara hayatlarının teklifini yapar ve onlara ünlü sanatçı James “Thunder” Early’nin yardımcıları olmalarını önerir. Kızların görünüşlerinin ve seslerinin kontrolünü de ele alan Curtis, halkın büyük ilgisini uyandıran kızların sonunda kamuoyunda, ‘The Dreams-Rüyalar’ ismiyle anılmalarını sağlar.

Bir süre sonra ilgi Deena üzerine yoğunlaşmaya başlar ve daha az ilgi çekici olan Effie’yi dışa iter. ‘The Dreams’, mükemmel bir fenomen olmayı başarsa da, kızlar zamanla şöhretin ve zenginliğin tahmin edebileceklerinden çok daha ağır bedelleri olduğunu anlayacaklardır...
Yirmi beş yıl önce Broadway seyircisini kendine hayran bırakan Tony ödüllü müzikal “Rüya Kızlar”, Bill Condon’un yönetmenliğinde beyazperdede. Altın Küre’ye beş dalda aday gösterilen film, sinema, televizyon, Broadway ve plak dünyasından ödül kazanmış birçok yıldızı bir araya getiriyor. Başrollerde Jamie Foxx (Curtis), Jennifer Hudson (Effie), Beyonce Knowles (Deena), Anika Moni Rose (Lorrell), Eddie Murphy (Jimmy), Danny Glover (Marty), Keith Robinson (CC), Hinton Battle (Wayne) ve Sharon Leal (Michelle) kamera karşısına geçmiş.

The Last King of Scotland - İskoçya'nın Son Kralı DivX

Gücün yaşayan örneğine farklı bakış

“Kraliçe”, güçlü kraliyet duvarlarının bir trajedi ile sarsılması sonucunda yaşananları perdeye yansıtıyor. Gerçek olaylardan yola çıkılarak çekilen filmde, Prenses Diana’nın 1997 Ağustos’unda ani ölümüyle şaşkına dönen Kraliyet Ailesi ve İngiliz hükümetinin tutumu işleniyor.

Prenses’in ölümünün ardından İngiltere Kraliçesi, kendisini seçimleri henüz kazanan yenilikçi Başbakan Tony Blair ile bir modernlik çalışmasının içinden bulurken, öte yanda Diana’nın ölümünden sonraki tutumuna karar vermeye çalışmaktadır ve gelenekleri arasında sıkışmış durumdadır. İngiliz halkı acı içindedir ve liderlerinin bu konuda ne yapacağını merakla beklemektedir.

Kapsamlı röportaj ve derin araştırmalar, sağduyulu kaynaklar ve hayal gücüne dayanarak oluşturulan senaryosuyla “Kraliçe”, gücün yaşayan örneklerine farklı bir bakış açısı getiriyor. Modern dünyanın son muhteşem hükümdarını, Diana’nın ölümüyle çılgına dönen medya, entrikalar ve insani duygular arasına sıkışmış bir insan olarak, daha önce görmediğiniz biçimde gözler önüne seriyor.

Stephen Frears’ın yönettiği filmde kraliçeyi Helen Mirren canlandırıyor. Mirren’e başrollerde eşlik eden oyuncular arasında Michael Sheen, James Cromwell, Sylvia Syms, Alex Jennings, Helen McCrory ve Roger Allam başı çekiyor. Efsanevi tiranın ayak izleri...

Çok uzaklardaki bir ülkede vahşi bir macera yaşayacağını düşünerek yola çıkan genç doktor Gerrigan 1970’lerin Uganda’sına vardığında bir yandan eğlenirken bir yandan da insanlara yardım elini uzatacağını düşünmektedir. Oysa yolculuğu onu dünyanın en karanlık yerine, insan yüreğine götürecektir... “İskoçya’nın Son Kralı”, dünyanın tanıdığı en çılgın diktatörlerden biri olan Idi Amin dönemindeki Uganda’yı beyaz perdeye yansıtıyor.

Doktor Gerrigan, kaderin inanılmaz bir cilvesi ile, dünyanın en barbar kişilerinden olan İdi Amin’in yönetimi içinde sıkışıp kalır. Garrigan’ın bir kriz durumundaki soğuk kanlı tavırlarına ve çalışmasına tanık olduktan sonra ona hayran kalan Amin, Garrigan’ı kendisinin özel doktoru ve en yakın sırdaşı olarak seçer. Başlangıçta bu yeni pozisyonu ile gururu okşanan Garrigan, çok geçmeden Amin’in vahşiliğini ve kendisinin bu durumdaki suç ortaklığını fark eder. Yanlışlarını düzeltip Uganda’dan sağ olarak çıkmaya çabalarken, dehşet ve ihanet peşini bırakmayacaktır...


1971 ve 1978 yılları arasında Uganda’nın başındaki Amin’in sıradışı yönetimi içinde sıkışıp kalmış genç bir İskoç doktorun yaşadıklarını anlatan Giles Foden’in aynı adlı tarihsel romanından uyarlanan tarihsel gerilim filmi “İskoçya’nın Son Kralı”nı Kevin MacDonald yönetmiş. Senaryosunu Jeremy Brock ve Peter Morgan’ın birlikte yazdığı filmin başrollerini Forest Whitaker (Idi Amin), James McAvoy (Nicholas Garrigan), Kerry Washington (Kay Amin) ve Gillian Anderson (Sarah Merrit) paylaşmış. Filmin müziklerini ise Alex Heffes bestelemiş.

The Queen - Kraliçe DivX

Gücün yaşayan örneğine farklı bakış

“Kraliçe”, güçlü kraliyet duvarlarının bir trajedi ile sarsılması sonucunda yaşananları perdeye yansıtıyor. Gerçek olaylardan yola çıkılarak çekilen filmde, Prenses Diana’nın 1997 Ağustos’unda ani ölümüyle şaşkına dönen Kraliyet Ailesi ve İngiliz hükümetinin tutumu işleniyor.

Prenses’in ölümünün ardından İngiltere Kraliçesi, kendisini seçimleri henüz kazanan yenilikçi Başbakan Tony Blair ile bir modernlik çalışmasının içinden bulurken, öte yanda Diana’nın ölümünden sonraki tutumuna karar vermeye çalışmaktadır ve gelenekleri arasında sıkışmış durumdadır. İngiliz halkı acı içindedir ve liderlerinin bu konuda ne yapacağını merakla beklemektedir.

Kapsamlı röportaj ve derin araştırmalar, sağduyulu kaynaklar ve hayal gücüne dayanarak oluşturulan senaryosuyla “Kraliçe”, gücün yaşayan örneklerine farklı bir bakış açısı getiriyor. Modern dünyanın son muhteşem hükümdarını, Diana’nın ölümüyle çılgına dönen medya, entrikalar ve insani duygular arasına sıkışmış bir insan olarak, daha önce görmediğiniz biçimde gözler önüne seriyor.

Stephen Frears’ın yönettiği filmde kraliçeyi Helen Mirren canlandırıyor. Mirren’e başrollerde eşlik eden oyuncular arasında Michael Sheen, James Cromwell, Sylvia Syms, Alex Jennings, Helen McCrory ve Roger Allam başı çekiyor.

Babel - Babil DivX

Çölde, dünyada, kendi içinde kaybolmak... Fas’ın uçsuz bucaksız çöllerinde patlayan tek el silah sesi, üç kıtadaki dört farklı ailenin yaşamını derinden etkileyecek olaylar zincirinin fitilini ateşler. Bu olaydan etkilenenler arasında Fas’ta turistik gezi yaparken ölüm kalım mücadelesi yaşamak zorunda kalan Amerikalı karı-koca, kazayla işledikleri suç yüzünden başı derde giren iki Faslı çocuk, Amerikalı iki küçük çocukla Meksika sınırını yasadışı yollardan aşan Meksikalı çocuk bakıcısı ve Tokyo’da babası polis tarafından aranan asi ruhlu sağır Japon genç kız vardır.

Birbiriyle çatışma halindeki kültürlerin ve uçsuz bucaksız mesafelerin ayırdığı dört farklı insan grubu, izolasyon, keder ve üzüntü duygularının eşlik ettiği paylaşılmış kadere doğru hızla yol almaya başlarlar.

Bu olayı izleyen birkaç günlük süre içinde korku ve karmaşanın en uç noktalarında gezinen bu insanlar, kaybolma duygusunun –çölde, dünyada, kendi benliğinde kaybolma- başdöndürücü etkisiyle yüzleşirken, aynı zamanda bağlılık ve sevgi gibi duyguların derinlikleriyle tanışacaklardır.

İnsanlığı birbirinden ayıran engellere dair… 2006 Cannes Film Festivali’nde “en iyi yönetmen” ödülü de dahil olmak üzere üç ayrı dalda ödül kazanan “Babil”, ülkemizde ve dünyada büyük beğeni toplayan “Amores Perros – Paramparça Aşklar ve Köpekler” ile “21 Gram”ın yönetmeni Alejandro González Iñárritu’nun yeni filmi. Senaryosunu Guillermo Arriaga’nın kaleme aldığı filmin başrollerini Brad Pitt, Cate Blanchett, Gael Garcia Bernal, Koji Yakusho, Adriana Barraza, Elle Fanning ve Rinko Kikuchi paylaşıyor.

Erişimi Engellenen Sitelere Nasıl Erişirim?

Sevgili Sinema ve DivX Severler,

Öncesinde DivXPlanet.Net ve yakında DivXPlanet.Com adresimiz A-m-p-e-c marifetiyle Türk DivX severlerinin erişimine kapatılacaktır.

Ama merak etmeyin sizlerin destekleri sürdüğü sürece DivXPLANET (veya adı ne olacaksa) kapanmayacak, elimizden geldiğince sizlere hizmet vermeye devam edeceğiz.

DP kapanmayacak ama Türk ISS (internet servis sağlayıcıları: TTNET, Superonline, KoçNet v.b.) DNS sunucularını kullananlara erişilmez olacaktır. Bunu nasıl aşabileceğimiz konusunda alternatifli çözümleri ve DivXPLANET yeni adresini (sanırım arada değiştirmek gerecek) şu bloğu takip ederek öğrenebileceksiniz.

DiVXPLANET'e erişmeye devam edebilmek için aşağıda sizlere üç adet YÖNTEM sunuyoruz. Yöntem 1, Yöntem 2 ve Yöntem 3'den herhangi bir tanesini uygulayabilirsiniz. Ayrıca en kaba yöntem ile http://208.101.43.202/ yani ip adresimizle siteye ulaşabilirsiniz...

DivX severlerden öncellikle ricamız:

DP blog adresini kendi site, forum ve bloglarınız da ve üye olduğunuz forum ve sitelere de (yönetimlerinden izin alarak) duyurmanız... Direk adres olarak ekleyemeseniz de DNS Sunucu adres değişimi, TreeWalk kullanımı ve WinXP Host dosya düzenlemesi konusundaki makaleleri burayı linkleyerek yayımlayabilirsiniz.

İçimizden şimdilik bu kadar yazmak geliyor...

DivXPLANET Yönetimi.

Yöntem 1: Hızlı ve sansürsüz Dns Sunucuları Kullanmak

Bilgisayarım > Denetim Masası > Ağ Bağlantıları altında;

Internet erişimimize bağlı olarak “Çevirmeli , Yerel Ağ Bağlantısı, Kablosuz Ağ Bağlantısı” ayarlarımız bulunur.

WinXP Ağ Bağlantıları

Internet’e erişimi için kullandığınız ağ bağlantımıza (Lan, Wireless hangisini kullanıyorsak), faremizin (mouse) sağ tuşuyla tıklayıp “Özellikler”i seçelim. (Veya direk faremizle çift tıklayalım. Eğer bağlantı tipimiz kablosuz bağlantıysa açılan pencerede Özelliklere tıklayalım.)

Aşağıdaki ekran görüntüsüne benzer bir bağlantı özellikleri penceresine ulaşmış olmamız gerekiyor.

WinXP Yerel Ağ Bağlantı Özellikleri

Internet İletişim Kuralları (TCP/IP) üzerine çift tıklayalım. (Veya seçili hale getirip Özelliklere tıklayalım..)

WinXP DNS Sunucu Adresleri

Önümüze “Internet İletişim Kuralları (TCP/IP) Özellikleri” gelmiş olmalı. Buradaki ip ayarları, bilgisayardan bilgisayara farklılık gösterir. IP ayarlarımızda herhangi bir değişiklik yapmıyoruz. Bizim ilgilendiğimiz kısım, kırmızı çerçeve ile belirlenen DNS sunucu adres ayarlarının olduğu kısım.

Mevcut ayarlarınız “DNS sunucu adresini otomatik al” veya “Aşağıdaki DNS sunucu adreslerini kullan:” işaretli ve ADSL modem/router lokal ip adresi girili durumdadır. ADSL modeminiz dns’leri otomatik olarak TTNET’den alıp (TTNET DNS sunucu adresleri) bilgisayarınıza aktarır.

Biz bu noktada araya girip, yavaş ve sansürcü olan TTNET DNS sunucularını devreden çıkartıp, engellenen sitelere ulaşmak istiyorsak;

aşağıdaki DNS sunucu adreslerini, kırmızı çerçeve içersine aldığımız “Yeğlenen DNS sunucusu” ve “Diğer Dns Sunucusu” girmeliyiz.

Hızlı, sansürsüz DNS Sunucu adresleri:

Verizon (Level3) Public DNS Servers

4.2.2.1

4.2.2.2

4.2.2.3

4.2.2.4

4.2.2.5

4.2.2.6

bu adreslerden iki tanesi girmemiz yeterlidir.

Yeğlenen DNS sunucusu: 4.2.2.1

Diğer Dns Sunucusu: 4.2.2.2

şeklinde girip Tamam‘a tıklayıp kaydetip çıkalım.

Bu DNS adresleri sayesinde, dns çözümlemenin hızlandığını ve internet sayfalarının daha hızlı açıldığına şahit olacaksınız. Ve en önemlisi sevdiğiniz ve TTNET tarafından sansürlenen internet sitelerine (MegaUpload, DivXPLANET, DivXFOREVER v.b) sorunsuzca ulaşabileceksiniz.

Not: Eğer halen DivxPLANET , MegaUpload , DivXFOREVER ulaşamıyorsanız; bilgisayarınızın dns ön belleğini boşaltmanız gerekiyor demektir. Bunun için basitçe bilgisayarınızı başdan başlatmanız (emule, torrent v.b. kesintiye uğrar) veya Başlat > Komut İstemi > ipconfig /flushdns (emule, torrent v.b. yazılımlar etkilenmez) işlemi ile yapmış oluruz.

C:Documents and Settingsbirisi>ipconfig /flushdns
Windows IP Yapılandırması
DNS Çözme Önbelleği başarıyla temizlendi.
C:Documents and Settingsbirisi>

Yöntem 2 : TreeWalk ile Kendi DNS Sunucumuzu Çalıştırmak

Sizlere DNS (Domain Name Server), Türkçe adıyla Alan Adı Sunucusu, Alan İsimlendirme Sistemlerinden bahsetmek istiyoruz. Nereden çıktı bu dediğinizi duyar gibiyiz. Mesleği, hobisi veya ilgi alanı web servisleri olmayan arkadaşlar için hiç de ilgi çekici veya bilinmesi gereken bir şey değil. Zaten çok da sıkıcı bir konu :) Ögrenilmesi bir tarafa anlatmasi bile pek zevkli degil.

Zaten amacımız teknik bilgilerle sizi boğmak değil. Hatta teknik bir şeyler de anlatmayacağız. Anlattıklarımızın içerisinde hatalı şeyler bile olacak. Bu yüzden konu hakkında bilgi sahibi arkadaşlardan özürlerimizi de peşinen dileyelim.

Bu DNS denen şeytan icadı sistem sayesinde akılda kalması güç ip adreslerini ezberlemek zorunda kalmıyoruz. Aklımızda tutmamız gereken, sadece gitmek istediğimiz sitenin alan adı. Biz sitenin ismini, internet gezginimize yazıp sayfanın açılmasını bekliyoruz. Arkada ne olup bittiği bizi ilgilendirmiyor.
Ama bu aralar arka planda olup bitenler bizleri de ilgilendirmeye başladı.

Bu alan adı sistemini, muhtarlıklara, telefon defterine benzetebiliriz. Tüm telefon defterini ezberlememize veya muhtarlıklarda ne kadar kayıt varsa bilmemize gerek yoktur. Lazım olduğunda gider sorar, adresi öğreniriz. Bizim yerimize tüm bu kayıtları tutan, organize eden kişiler, kurumlar vardır. Onların görevi sadece bu işi layığıyla yapmaktır. İşte bu muhtarlık işini internette DNS sunucuları üstlenmiş durumda. Tüm interneti alan adlarına ayırıp merkezi muhtarlıklar ve ona bağlı bölgesel muhtarlıklar, onlara da bağlı ucu mahalle muhtarlıklarına kadar varan bir muhtarlık zinciri kurulmuş durumda.

Sizin kalkıp merkez muhtarlığa gitmenize gerek yok. Bu sistem sayesinde, mahallenizdeki muhtar amcaya gidip adını soyadını verdiğiniz kişinin adresini öğrenebilirsiniz. Artık adresini bildiğiniz kişiyi de gider ziyaret edersiniz.

Bu noktada, mahalle muhtarının istediğiniz adresi vermek istememesi gibi bir lüksü DNS sisteminde yani internette olamaz. Veya sizi yanıltması da olası değildir. Görevi; istediğiniz adresi size doğru şekilde vermektir. Sorduğunuz adres var olsa bile; böyle bir adres yok veya böyle bir adres var ama size veremem gibi bir yanıtla size geri dönemez. Eğer merkezde bir kayıt varsa bunu size iletmek zorundadır. Bunu sansürleyemez, bloklayamaz.

Ama Muhtarınız kafasına göre iş yapmayı seviyorsa, örümcek kafalıysa veya yetersiz birisiyse size keyfine göre hizmet verecektir. Bu yüzden gitmek istediğiniz adrese ya ulaşamayacak ya da geç ulaşacaksınızdır.

Iste bahsetigimiz bu muhtar örnegine, telekomun dns sunuculari çok da güzel bir örnektir.

Son dönem popüler olan, site engelleme, sansürleme, bloklama, banlama, artık adını nasıl anmak istiyorsanız anın, bunun bir sonucudur. Kaydı ROOT DNS SERVER’lar da olan domainlere erişime keyfi bir şekilde engellemek sadece Türklere özgü bir yöntemdir. Madem ortada bir suç varsa ve keyfi hareket edilmiyorsa yansız ve tarafsız ortamlarda davanızı açınız ve o sitenin kaydını tamamen internetten sildiriniz. Elbette bunu yapmak olasıdır. Ama yapabilmek için sağlam delillerle gitmeniz gerekir. Kafanıza göre savcılık veya mahkeme kararını 1 günde çıkartamazsınız. Bu işler sadece Türkiye’de olur.

Peki biz Türk insanı bu muameleye maruz kalmaya mecbur muyuz? Hangi siteye erişip erişemeyeceğimize, TTNET veya ISS’miz mi (servis sağlayıcımız) karar verebilir? Bizler internette özgür olamaz mıyız?

Elbette hayır. Her problemin bir çözümü olacağı gibi bununda bir çözümü mevcut. Birinci çözüm internet muhtarınızı değiştirirsiniz. Yasakçı DNS sunucuları yerine, düzgün çalışan DNS sunucularını kullanabilirsiniz.

Yada;

Madem muhtarınız yetersiz ve keyfi çalışıyor. O zaman kendi muhtarımız kendimiz oluruz. Aradan mahalli ve bölgesel muhtarlıkları çıkartır direk Merkeze bağlı çalışırız. Böylece de hem özgür oluruz hem de istediğimiz adresleri hızlıca bulur interneti daha hızlı dolaşırız.

Bu alan adı sunucusu dediğimiz zımbırtıyı sadece kendimize ait olacak şekilde çalıştırabiliyoruz. Basit bir yazılımla kişisel bilgisayarımız kendi dnslerini kendisi çözüyor.

Programın adı; TreeWalk DNS

Web sitesi: http://treewalkdns.com/

Program indirme kısmı: http://ntcanuck.com/downloads.htm

Windows 2000, XP, 2003 için direk indirme linki: http://ntcanuck.com/download/051111twdns.zip

Windows 2000, XP, 2003 için yansı 1: http://treewalk.net/X_f5s33-QlPr7/051111twdns.zip

Windows 2000, XP, 2003 için yansı 2: http://confetch.com/download/051111twdns.zip

Windows 95, 98, ME İşletim sistemleri için direk indirme linki: http://ntcanuck.com/download/BIND-LE.exe

Windows 95, 98, ME İşletim sistemleri için yansı 1: http://treewalk.net/X_f5s33-QlPr7/BIND-LE.exe

Gelelim Win XP için kurulumuna;
Kurulum çok basit ama genede kurmadan önce adımları görmek isteyebileceğinizi düşündüm.

051111twdns.zip (1,19 MB (1.248.367 bayt)) hardiskimize indirdiğimizde Zip’li olduğunu görüyoruz. Zip’i açıp içerisinden TreeWalk.exe’yi uygun bir klasöre çıkaralım. Ardından TreeWalk.exe çift tıkladığımızda bizi aşağıdaki hoşgeldiniz penceresi karşılıyor.

TreeWalk DNS Server

Kurulumun düzgün olması için TreeWalk bizi Antivirus ve Firewall programlarımızı disable etmemiz için uyarıyor. İsteneni yapıyoruz. Antivirüs ve firewall yazılımlarımızı kapatıp NEXT sekmesine tıklıyoruz.

TreeWalk DNS Server İle Sansürlenen Engellenen Sitelere Erişim

Bizi lisans sözleşmesi ekranı karşılıyor. I accept the agreement seçili yapıp sözleşmeyi kabul ederek NEXT sekmesine tıklıyoruz.

TreeWalk DNS Server İle Sansürlenen Engellenen Sitelere (DivXPLANET, Mega Upload) Erişim

Önümüze yazilimla ilgili teknik açiklamalar ve uyarilar geliyor. Bize yeniden hafizada kullanimda bir yazilim bulunmamasi gerektigini hatirlatiyor. TreeWalk’in Xp ve türevlerinde servis olarak çalisacagini. Dns caching islemini gerçeklestirecegini ögreniyoruz. Kuruluma devam etmek üzere NEXT sekmesini tikliyoruz.

DivXPLANET Erisim

Tekrar Next ile devam ediyoruz.

TreeWalk ile DNS Sunucu Calistirma

Karşımıza kurulumdan önce son bilgilerin verildiği pencere geliyor. Next ile devam ediyoruz.

TreeWalk DNS Server İle Sansürlenen Engellenen Sitelere Kolay Erisim

Bu son ekranda kurulumun tamamlandığını, bilgisayarımızın başdan başlatılması gerektiğini görüyoruz.
Eğer bilgisayarımızı yeniden başlatmaya hazırsak Finish’i tıklıyoruz.

Bilgisayarımız reboot oldukdan sonra eğer firewall yazılımı kullanıyorsak, gerekli izinleri vermek durumundayız.

Örneğin Zone Alarm;

TreeWalk Dns Server Kurulumu TreeWalk DNS Server Kurulumu Ekran Görüntüleri

verdiği bu iki uyarıda, remember this setting (ayarları anımsa) seçeneğini işaretleyip, Allow (izin ver) tıklayıp sorunsuzca çalışmasını sağladık.

Hemen ardından daha önce giremediğimiz siteleri kontrol ettik. Artık hepsi sorunsuzca ve hızlıca geliyorlardı

Yazılım otomatik bir şekilde; yerel ağ bağlantılarımızda TCP/IP ayarlarında dns sunucu ayarımızı 127.0.0.1 yapmış.

Eğer bir problemle karşılaşırsanız mutlaka bu kısmı kontrol edip, dns sunucu olarak kendi bilgisayarınızı işaret eden 127.0.0.1 nolu loopback, localhost denen ip’yi elle giriniz.

WindowsXP DNS Ayarlama

Yöntem 3: Hosts Dosyasına Site Tanımı Girmek

Engellenen sitelere erişim için diğer bir yöntemimiz de;

bilgisayarımıza engellenen sitelerin sunucu ip adreslerini öğretmekdir.

Erişmek istediğiniz sitenin sunucu ip adresinin her seferinde uzaktaki DNS sunucusuna sorulmaması bize hız kazandıracaktır.

Öncellikle bilmemiz gereken erişmek istediğimiz sitenin sunucu ip’sidir. Bunu dns stuff’ın Ping Tool hizmetiye kolayca öğrenebiliriz.

Ip Adresi Öğrenme Örnekleri:

Ping DivXPLANET.Net

Ping DivXPLANET.Com

Ping DivXFOREVER (foreverdivx.com)

Ping DivFOREVER (foreverdivx.net)

Ping MegaUpload.Com

DnsStuff bize gerekli ip bilgisini veriyor…

Pinging www.divxplanet.com [208.101.43.202]:
Ping #1: Got reply from 208.101.43.202 in 44ms [TTL=55]
Ping #2: Got reply from 208.101.43.202 in 44ms [TTL=55]
Ping #3: Got reply from 208.101.43.202 in 43ms [TTL=55]
Ping #4: Got reply from 208.101.43.202 in 50ms [TTL=55]Done pinging www.divxplanet.com!

Erişmek istediğimiz sitelerin sunucu ip adreslerini öğrendik ve bir yere not ettik. Şimdi sıra bu ip adreslerini bilgisayarımıza tanıtmaya geldi. Bilgisayarımızda “Hosts” adı verilen (herhangi bir uzantısı olmayan) dosyamız mevcutdur. İnternetle ilgili her türlü işleminizde bilgisayarımız ilk önce bu dosyayı arar. İçersindeki yönergeleri uygular…

İşletim sistemlerine göre bu dosyamız, bilgisayarımızdaki aşağıdaki klasörlerin altındadır:

Windows Vista = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows XP = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows 2K = C:\WINNT\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Win 98/ME = C:\WINDOWS

WinXP için C:\WINDOWS\system32\drivers\etc altındaki “hosts” dosyasının üzerine çift tıklayalım ve NotePad ile açalım.

WinXp Örnek Hosts Dosyası

127.0.0.1 localhost yazan yerine hemen altına, erişmek istediğiniz sitelerin ip adresini ve domain adını arada en az bir boşluk bırakarak girelim.

208.101.43.202 divxplanet.com
208.101.43.202 www.divxplanet.com
208.101.43.202 forum.divxplanet.com
83.149.99.113 foreverdivx.net
83.149.99.113 www.foreverdivx.net
69.5.88.72 megaupload.com
69.5.88.72 www.megaupload.com
Erişmek istediğimiz siteleri hosts dosyamıza ekledik

Kaydetip dosyamızı kapatabiliriz. Ardından

Komut İstemi > ipconfig /flushdns işlemi ile DNS Çözme ön belleğini temizleyelim.

C:Documents and Settingsbirisi>ipconfig /flushdns
Windows IP Yapılandırması
DNS Çözme Önbelleği başarıyla temizlendi.
C:Documents and Settingsbirisi>

Eğer flushdns işe yaramazsa bilgisayarımızı başdan başlatmalıyız. Artık erişmek istediğimiz sitelere sorunsuz ve hızlıca erişebiliriz…

Linkler:

DivXPLANET.Com | DivXPLANET.Net | DivXPLANET.Org | DivXPLANET | DivXPLANETBlog | DivXPLANET Blog 2

TTNET Tarafindan Sansürlenen, Bloklanan, Engelenen Sitelere Erisim | R10.Net | Internetime Dokunma | Sansüre Hayır | Özgür Türk İnterneti İçin Elele | TreeWalk | TreeWalk DNS Sunucu